Bıyığını yalar, sakalına tükürür. Bunun adı müdürdür…
Çok sert mi girdim, bilmiyorum.
Ama Serkan’a çok sert girmişti o zamanki müdür; önce mesaisini yemişti çocuğun sonra Serkan arıza çıkarınca şut, aynen kapı dışarı…
Bana da sallardı ama üç metreden fazla yaklaşamazdı, arızaydım birazcık… Her fırsatta geçerdim dalgamı. Çok sinir olurdu, bilirdim. Sonra bir gün bana taktı, dikti tüylerini, üzerime üzerime geldi. Ben de bükmedim kuyruğu, aynen dik ..! Hırladı iyiden iyiye tam ısırmaya kalkacaktı ki daha önemli bir işi çıktı. Hop yandan genel müdür geçti.
Burada bir parantez açalım:
(Bir müdür patronunun ya da genel müdürünün kokusunu 150 metreden alır, bekler ve tam götü gördü mü peşine takılır. Her zaman vereceği bir rapor ya da yapacağı bir yalakalık illa ki vardır.)
İşte bizim müdür de aynen öyle yaptı ve takıldı genel müdürün peşine ne kadar yaladı bilemem ama kesin sağlam yalamıştır. Çünkü bana olan kızgınlığının fazladan bir yalama arzusuna dönüştüğüne eminim.
Neyse o yokken koltuğuna bir şey bıraktım, bilirdim oturmadan kontrol etmezdi koltuğunu ve öyle de oldu. Aynen üstüne oturdu. İnanır mısınız hissetmedi bile, yemin ederim Jenna Jameson otursa atacağı çığlık ona yeni bir ödül kazandırırdı. İşte demek ki müdürlük böyle bir şey…
Sonra oradan ayrıldım ama aldım hep haberlerini;
- çocuğu olmuş bizimkinin ve patronun adını vermiş velede
- benden sonra da koltuğuna çok şey koyan olmuş ama sesi soluğu gene çıkmamış
- mesai olayını dile getiren Ahmet’in de işine son vermiş
- adı, bu genel müdürün emekliliğinden sonra onun koltuğu için geçiyormuş (afiyet olsun)
- ayağını kırmış alçının üzerine şirketin adını yazmış
yani kısacası müdür g.ttür…
bkz: müdür fıkrası
Not: Bu yazıdaki kişiler ve olaylar tamamen (ea) ürünüdür.
Not: Sözüm meclisten dışarı.