Bir gazetenin
spor müdürü olsam atacağım manşet, yukarıdaki başlıktan farklı olmazdı. Çünkü Fatih
Terim, daha oyun başlamadan kağıt üzerinde kazandı.
Havası farklı
olur ya derbilerin, işte iki hoca çok farklı havalardaydı. Terim, cesaretinin
ödülünü alırken, Aykut Kocaman korkak oyunun cezasını çekti.
Fenerbahçe
Oysa geçen hafta
rakip Ankaragücü de olsa Fenerbahçe hiç de fena oynamamıştı. Bu maç da böyle
oynayacağını kimse beklemiyordu. Bence hezimetin en büyük sorumlusu çıkardığı
yanlış kadro ve korkak stratejisiyle Aykut hocadır. Hele önceki maç 2 güzel gol
atan formda bir oyuncunuzu kenarda tutmanıza hiçbir kitapta bir açıklama
bulamazsınız.
Bienvenu’nun
mevkisiyle oynanacağı, Alex’in santraforda deneneceği maç Galatasaray derbisi
değildir. Fenerbahçe adına söylenecek daha çok şey var ama zaten herkes her
şeyi gördü. Bütün Fenerbahçelilerin unutmak isteyeceği bir akşam oldu.
Galatasaray
Sarı kırmızılılar
ise bize o UEFA kupasını aldıkları günlerden yani yaptıkları en güzel besteden,
bir kuple sundu. Zaten Fatih hoca da maçtan sonra aynen şunu söyledi:
“Ben sadece bir söz verdim. Her Galatasaraylının gurur duyacağı bir takım yapmaya çalışacağız dedim. Bugün ondan bir pasaj gördüler.”
Derbiye özel bir Galatasaray mı izledik, yoksa bu futbolu daha ileri taşıyabilirler mi? Bilemiyorum. Ancak Fatih hoca o eski şaşalı günleri hatırlatan bir takım oluşturmaya ant içmiş görünüyor.
Galatasaray takım olarak iyiydi ama ben iki oyuncudan ayrıca bahsetmek istiyorum. Biri Johan Elmander diğeri ise Emre Çolak.
Elmander’i şahsen tanıyanlar onun her şeyden önce iyi bir insan olduğunu söylüyor. Oyun karakteri olarak da harika bir futbolcu. Ne hakemle uğraşıyor, ne yalandan kendini ikide bir yere atıyor. Sadece işini yapıyor ve iyi de yapıyor. Çapraz koşuları ve şut tercihleri ile Galatasaray’ın uzun zamandır aradığı forvet.
“Ben sadece bir söz verdim. Her Galatasaraylının gurur duyacağı bir takım yapmaya çalışacağız dedim. Bugün ondan bir pasaj gördüler.”
Derbiye özel bir Galatasaray mı izledik, yoksa bu futbolu daha ileri taşıyabilirler mi? Bilemiyorum. Ancak Fatih hoca o eski şaşalı günleri hatırlatan bir takım oluşturmaya ant içmiş görünüyor.
Galatasaray takım olarak iyiydi ama ben iki oyuncudan ayrıca bahsetmek istiyorum. Biri Johan Elmander diğeri ise Emre Çolak.
Elmander’i şahsen tanıyanlar onun her şeyden önce iyi bir insan olduğunu söylüyor. Oyun karakteri olarak da harika bir futbolcu. Ne hakemle uğraşıyor, ne yalandan kendini ikide bir yere atıyor. Sadece işini yapıyor ve iyi de yapıyor. Çapraz koşuları ve şut tercihleri ile Galatasaray’ın uzun zamandır aradığı forvet.
Emre Çolak’a
gelince, belki de gecenin en güzel olayı oydu. Böylesine stres düzeyi yüksek
bir maçta o formayı başarıyla terletmek, gelecek adına çok önemliydi. Ne yalan
söyleyeyim onun adını kadroda gördüğümde herkes gibi ben de şaşırdım. Hatta
yanlış olduğunu düşündüm. Ama o hepimizi şaşırttı ve hocasını haklı çıkardı.
Helal olsun o’na güvenen hocaya ve helal olsun hocasının yüzünü kara
çıkarmayana.
Ha bir de son
yılların en centilmen derbisi oldu, centilmenliği özlemişiz…