16 Ocak 2012 Pazartesi

"İnönü"

“İnönü” denilince İsmet Paşadan ötürü irkilen insanlar var, bilirim. Nedenleri siyasi, vicdani ya da tarihidir. Ama bizim yazımızın kesinlikle İsmet İnönü ile ilgisi yoktur. O yüzden irkilmeden okuyunuz…

                                                                       * * *

 “…Bizim İnönü’müz siyah-beyaz bir aşkın tarihinin yazıldığı, kalbinin attığı, başladığı ve asla bitmeyeceği yerdir …”

 Büyüklenmeden büyüklüğün, mağrur olmadan gururun en zirvede yaşandığı mekandır İnönü.

Hem de bu stattaki ilk golü Türk futbolunun dürüstlük abidesi, o zamanların futbolcusu, efsane başkan Süleyman Seba atmıştır.

Dünyanın en büyük futbolcuları bile geldiklerinde O’nun ve Beşiktaş taraftarının büyüklüğü karşısında hayranlıklarını gizleyememişlerdir.

Bir insanın yaşayabileceği her türlü duygu durumu orada yıllarca yaşana gelmiştir. Hala da yaşanmaktadır, yaşamayanlar mutlaka bir gün yaşamalıdır. Çünkü bazı şeyler uzaktan bakarak anlaşılmaz.

 İyi bir Beşiktaşlı olan gazeteci Rıdvan Akar bir yazısında “Biz önce Beşiktaşlı, sonra sağcı, solcu, İslamcı, liberal, muhafazakar, ülkücü ve milliyetçiyiz. Yani biz önce Beşiktaşlı kimliğimize sonra herhangi bir şeye inanırız.” Demişti.

 İşte öyledir İnönü cemaati, aynileşir insanlar içeri girince.

                                                                        * * *

İnönü’yü koruyamazsak artık tarihi koruyamayız. Çünkü o, tarihin önüne geçmiştir. Komşusu Dolmabahçe Sarayı’ndan daha önemlidir artık, daha çok sevilendir.

 Bu konuya herkesten bizim gibi duygusal bakmasını tabi ki bekleyemeyiz ama en azından şuurlu olunmasını isteyebiliriz. Çünkü bu toprağın tarihine, kimliğine inanan ve o şuurda olan birisi İnönü’ye dokunmaz.

İnönü’ye ancak şark kurnazı tüccar mantığı ya da 4. Haçlı seferindeki gibi o yağmacı zihniyet dokunabilir.

Bu arada para kazanacağım diye stadın dokusuna zarar verecek, sağını solunu pazar yerine çevirecek projeleri de “İnönü’ye dokunma” sayarız.

                                                                        * * *

 Yani anlayacağınız sayın bakan Ertuğrul Günay, İnönü aşktır, kültürdür, yaşanmışlıktır ve onu korumak gerekir.

Başta da sizin korumanız gerekir çünkü yürütmekte olduğunuz görev tam da bunu gerektiriyor.