Adı dışında pek bir süperliğini göremediğimiz Spor Toto
Süper Final’de hiç de “süper” olmayan maçlar izlemeye devam ediyoruz.
Dün akşam hadi neyse, Fenerbahçe-Beşiktaş arasında belli bir
çekişme ve genel olarak yüksek gerilimli bir maç izledik. Cumartesi oynanan
Trabzonspor-Galatasaray maçında ise havlu atmış bir boksörle altın kemere emin
adımlarla giden şampiyon bir boksörün sıkıcı ve de sonucu belli mücadelesi
vardı.
Bence bundan sonra diğer maçlar hiç
oynanmasın, direkt Fenerbahçe-Galatasaray finali ile bu işi nihayete erdirelim.
Yoksa derbiler her gün yenen ıslak hamburger gibi artık zevk vermemeye
başlayacak. 3 Temmuz’dan beri zaten keyif almakta zorlandığımız futbolumuzun
daha da çekilmez hale gelmesi, beni sinir stres sahibi yapıyor. Gün geçtikçe
yitirdiğimiz güzelliklere üzülüyorum.
Amacınız bir ülkede futbolu bitirmekse inanın Türk Futbolunu
yönetenleri örnek almanız yeterlidir. Futbol yöneticilerimiz, farkında olmadan
insanlar üzerinde psikolojik operasyon yapıyorlar. Üzerlerinde durdukları
platformu ayakta tutanları bir bir oradan uzaklaştırıyorlar ve en kötüsü
bunun farkında değiller.
Lütfen, rica ediyorum, “play-of, süper final” artık adı her
neyse bir daha olmasın.
***
“Peter Hill-Wood” ismi, gugıl’da aratmadan size bir şey
ifade etmiyorsa bendensiniz. Ama eminim İlhan desem Cavcav’ı hemen yapıştırırsınız.
İşte bizde böyledir, bizde başkanlar vardır. Devre arası
soyunma odasına girip oyuncu değiştiren başkanlar!
“Peter Hill-Wood” İngiliz devi Arsenal’in başkanı, hem de
1982’den bu yana bu görevi yürütüyor. Hatta ailesi üç kuşaktır Arsenal kulübüne
başkanlık düzeyinde hizmet ediyor. Yer İngiltere olunca ise herkes önce Arsene
Wenger’i bilir. Çünkü futbolu bilen teknik adamlardır, iş adamları değil!
Örneğin; Fenerbahçe’de her başarının mimarı tartışmasız Aziz
Yıldırım’dır. Elbette Yıldırım’ın katkısı büyüktür ancak ismi, mesela Daum’un
önüne geçmemelidir. Çünkü takımı şampiyon yapan Daum’dur.
Geçtiğimiz haftalarda LigTV’de bu minvalde güzel bir yayın
yapıldı. Süper Lig’in ilk dört takımının birbirinden değerli hocaları yan yana
oturup “futbol” konuştular. Bizler de izlerken keyiften dört köşe olduk. Fatih
Terim, Şenol Güneş, Aykut Kocaman ve Tayfur Havutçu…
Bu, normalleşmedir, olması gerekendir.
“önce hocalar, sonra
başkanlar”
Hani Başbakan Erdoğan “ileri demokrasi” diyor ya, işte bu da
“ileri futboloji”. Futbol ancak böyle ilerler, yazının ilk bölümündeki gibi
değil.