12 Eylül 2012 Çarşamba

Selçuk’u yine oynatmadı




Baştan olayı doğu tanımlayalım. Dün gece Selçuk’u oyuna Abdullah hoca değil taraftar soktu.

Tribünlerin defalarca yeri göğü “Selçuk Selçuk” diye inletmesi, sonunda etkili oldu. Abdullah Avcı, inadından vazgeçmek zorunda kaldı. Selçuk da oyunda yer aldığı kısa zaman diliminde kalitesini hemen konuşturdu. Üzerindeki baskının altında kalmadı. Golünü de atarak hem hocasına en güzel cevabı verdi hem de tribünlere güzel bir teşekkür etmiş oldu.

Stat Şükrü Saraçoğlu’ydu, yani Fenerbahçe’nin stadı. Her renkten taraftar tribünlerde vardı ancak çoğunluk Kadıköy’dendi. İsmi defalarca zikredilen ise Galatasaray’ın futbolcusuydu. Buna şaşırdık ama bir o kadarda sevindik. Hep özlem duyduğumuz bir şey olmuştu. Bir Milli takım maçında taraftarlar biraz olsun takımlarını bir kenara bırakmış ve bir Türk futbolcusu için tempo tutmuşlardı.

Oysa biz neler hatırlıyoruz…

Volkan Demirel’e TT Arena’da yapılanlar daha dün gibi aklımızda. Onun üzerine kopan fırtınalar, çıkan tartışmalar da hatırımızda.

İşte nasıl olduysa Abdullah Avcı bilmeden, Selçuk İnan farkında olmadan Türk futbolseverleri birleştirdi. Futbolseverler “Selçuk” isminde bütünleşti. Milli takım ruhu yeniden ateşlendi.

Birçoğumuz kısa bir süre Zokora olmuştuk, bu kez hepimiz Selçuk olduk.

                                                                               ***
Selçuk, İspanyollar için Xavi neyse İngilizler için Lampard ne idiyse bizim için de bugün odur.
Bu konuya ilişkin tek bir dileğim var: “Abdullah hocanın Selçuk’la ilgili düşünceleri neyse onları derhal değiştirmesidir”. Bir “Ersun Yanal-Hakan Şükür” açmazına daha inanın gücümüz yok.

                                                                               ***
Maça geldiğimizde ise, karşımızdaki rakip muhallebi gibiydi.

Türk milli takımı, ne yapmaya çalıştığını bilen, hücum zenginliği olan ve hocanın direktiflerini yapmaya çalışan bir görüntü sergiledi.  Eksikler de fark edildi. Özellikle defans hattında iki tecrübesiz oyuncuyla olmayacağı açık seçik gözlendi.

“Ama rakip zayıftı” diyerek galibiyeti küçümsemeye gerek yok. Çünkü büyük takım olmak, diğer büyükleri yenmekten çok küçüklere puan kaybetmemekten geçer.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder